Nöbet sırası bende...Kadim halklar arasında en sabırsızlardan birisi olmamıza rağmen en çok nöbet tutanlardan biriyiz heyhat ! Etrafa bakıyorum.Kral Theoden'in çağrısı için -benim gibi- buraya toplanmış yaklaşık 12000 mızraklı var.Ama yetersiz.Bu orduyu gören bir hobbit ne ala irkilirdi ! Veya küçük bir çocuk ! Heyhat ! Orklar çocuk değil ve sayıları bizden fazla...Zaman akıyor.Alttan ağır ağır yürüyen bir gölge görüyorum! Evet bir gölge bu..Hemen bağırmamalıyım, gözlerime güvenmiyorum.Biraz daha yaklaşmasını bekliyorum.Hayır gölge değil..Bir atlı buraya doğru yaklaşıyor.Cesaretimi toplayıp
"Hemen dur...Kral Theoden adına nereye böyle sessiz ve sinsice ?!"
Adam duruyor.Cüssesine bakıyorum..İnce ve zarif ork olamaz.İnsan da değil gibi...Biraz sonra tahminimde yanılmadığımı anlıyorum bu bir elf ! Elf hareketsiz kalıyor.
"Yüzünü göster !" diye bağırıyorum.Yavaşça bana doğru dönüyor.Kanımın çekildiğini hissediyorum.Cesaretimi toplamaya çalışıyorum.Pelerinini hafif kaldırıyor ve yüzü kadim ay ışığında ortaya çıkıyor ! İnanamıyorum ! Hemen nazikçe selam veriyorum.
"Efendi Elrond ! Kampımıza hoşgeldiniz.Lord Aragorn ve Kral Theoden'i hemen haberdar ediyorum efendim."
"Lord Aragorn'u rahatsız etmeye gerek yok, şimdilik.Kral Theoden'i özürlerimle uyandırabilirsin, kamp muhafızı." diyor.Tekrar nazikçe selam verip Efendi Elrondla ilgilenmesi için yerime birini gönderiyorum.Koşarak ve nefes nefese kaldıktan sonra Kral Theoden'in çadırına geliyorum.Aralığı hafifçe açıyorum.Hayır uyumuyor.Bir şeyler düşünüyor olmalı.Efendi Elrond aklıma geliyor ve
"Kralım Efendi Elrond geldi.Sizinle bir şeyler konuşmak istiyor."
"Hemen çadırıma getirin !" başımı doğrular manada salladıktan sonra koşarak Efendi Elrond ile beraber yerime geçen askeri buluyorum.Teşekkür eder manada göz kırptıktan sonra Efendi Elrond'a
"Kralımız sizi çadırın ağırlamaktan şeref duyuyor, Rivendell'in efendisi !" diyorum ve Elf efendisiyle beraber çadıra doğru gidiyoruz.Gayet ciddi, nazik ve çok düzgün yürüyor.Sanki pelerinin içinde bir şey saklıyor gibi geliyor..Çadırdayız...Theoden bana çıkabilirsin diyor.Çıkıyorum.Çadırın önünde et yiyen bir kaç arkadaşıma katılıyorum.İçerde ne konuşulduğunu bilmek için neler vermezdim ! Heyhat imkansız geliyor ! Kadim efendilerin arasında pek işim yok gibi..Biraz sonra "Asker !" diye sesleniyor Theoden..Heyecanla hemen ayağa kalkıyorum, dizim tabağa çarpıyor ve dökülüyor.Umrumda değil hızla çadırın içine giriyorum.
"Lord Aragorn'u çadırıma bekliyorum." diyor.Saygıyla oradan ayrılıyorum ve arkadaşlarımın şaşkın bakışları arasında Lord Aragorn'un çadırına doğru hızlı adımlarla gidiyorum.Heyecanıma kapılarak saygı çerçevemi aşıyorum ve çadırı aralıyorum.
"Lordum..." dediğim anda Lord Aragorn hızlıca yatağından kalkarak bıçağını çekiyor.Her tarafı ter içinde.Bana dönüyor.Artık söylemeliyim.
"Lordum, Kral Theoden sizi bekliyor."
Söyledikten sonra hızlı adımlarla çadırdan çıkıyor ve Kral Theoden'in çadırını gidiyor.Bende artık dinlenmeliyim.Çadırımın yanına gelip oturuyorum.Terlemişim..Son 10 dakikadır, goblinlerden hızlı hareket etmiş olmalıydım.Neredeyse hiç oturmamıştım.Esen rüzgar terimi soğutuyor üşüyorum..Ateşe biraz daha yaklaşıyorum bu yüzden.Biraz dinlendikten sonra son bir tur atmaya karar veriyorum.Nöbetimin bitmek üzere olduğunu düşünüp telaşlanmıyorum.Yerime biri zaten geçmeliydi ! Ama biraz sonra gördüğüm olay beni çok şaşırtıyor ! Lord Aragorn savaş arefesinde ayrılıyor ! Evet evet..Gözlerimi ovuyorum ama değişmiyor.Erzak temin ediyor biraz sonra gidecek..Üstelik tek başına da değil.Elf ve cüceyi de yanına almış..Kazanamayacağımızı biliyor olmalı.Komutan Gamling arkasından sesleniyor.
"Lord Aragorn !" ses gelmeyince bize dönüp "Hiç umut olmadığı için gidiyor" diyor.Bende katılır anlamda başımı sallıyorum.Heyhat ! Biraz sonra ne kadar utanacağımı bilmiyorum. Lord Aragorn'un gidişini üzgün ve umutsuz bir biçimde izlerken arkamızdan bir ses bize umut veriyor.
"Mecbur olduğu için gidiyor." o Kral Theoden..Gamling üsteliyor..
"Bu kadar kişiyle mordor ordularını mağlup etmemiz imkansız.."
"Evet, belki mağlup edemeyiz.Ama mutlaka karşılarına çıkacağız !" tüylerim ürperiyor.İçimde savaşma isteği doğuyor.İnanılmaz bir duygu bu ! O zaman herkesin benle aynı duyguları yaşadığını anlıyorum..Kral yapacağını yapıyor bize umut veriyor.
"Artık herkes dinlensin.Yarın Minas Thrit'e yola çıkıyoruz ! Son sözüm budur."
Herkes bir anda dağılıyor..Bende çadırıma doğru gidiyorum.Rüzgar şiddetini arttırıyor.Canım, yoldaşım atım, Fregoyu dışarda bırakmaya gönlüm el vermiyor çadırımın içine alıyorum..Ve uyku beni alana kadar ne zaman ölebileciğimi hesaplamaya ve türlü manevralar üretmeye çalışıyorum.
http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=2101&mode=thread&order=0
"Hemen dur...Kral Theoden adına nereye böyle sessiz ve sinsice ?!"
Adam duruyor.Cüssesine bakıyorum..İnce ve zarif ork olamaz.İnsan da değil gibi...Biraz sonra tahminimde yanılmadığımı anlıyorum bu bir elf ! Elf hareketsiz kalıyor.
"Yüzünü göster !" diye bağırıyorum.Yavaşça bana doğru dönüyor.Kanımın çekildiğini hissediyorum.Cesaretimi toplamaya çalışıyorum.Pelerinini hafif kaldırıyor ve yüzü kadim ay ışığında ortaya çıkıyor ! İnanamıyorum ! Hemen nazikçe selam veriyorum.
"Efendi Elrond ! Kampımıza hoşgeldiniz.Lord Aragorn ve Kral Theoden'i hemen haberdar ediyorum efendim."
"Lord Aragorn'u rahatsız etmeye gerek yok, şimdilik.Kral Theoden'i özürlerimle uyandırabilirsin, kamp muhafızı." diyor.Tekrar nazikçe selam verip Efendi Elrondla ilgilenmesi için yerime birini gönderiyorum.Koşarak ve nefes nefese kaldıktan sonra Kral Theoden'in çadırına geliyorum.Aralığı hafifçe açıyorum.Hayır uyumuyor.Bir şeyler düşünüyor olmalı.Efendi Elrond aklıma geliyor ve
"Kralım Efendi Elrond geldi.Sizinle bir şeyler konuşmak istiyor."
"Hemen çadırıma getirin !" başımı doğrular manada salladıktan sonra koşarak Efendi Elrond ile beraber yerime geçen askeri buluyorum.Teşekkür eder manada göz kırptıktan sonra Efendi Elrond'a
"Kralımız sizi çadırın ağırlamaktan şeref duyuyor, Rivendell'in efendisi !" diyorum ve Elf efendisiyle beraber çadıra doğru gidiyoruz.Gayet ciddi, nazik ve çok düzgün yürüyor.Sanki pelerinin içinde bir şey saklıyor gibi geliyor..Çadırdayız...Theoden bana çıkabilirsin diyor.Çıkıyorum.Çadırın önünde et yiyen bir kaç arkadaşıma katılıyorum.İçerde ne konuşulduğunu bilmek için neler vermezdim ! Heyhat imkansız geliyor ! Kadim efendilerin arasında pek işim yok gibi..Biraz sonra "Asker !" diye sesleniyor Theoden..Heyecanla hemen ayağa kalkıyorum, dizim tabağa çarpıyor ve dökülüyor.Umrumda değil hızla çadırın içine giriyorum.
"Lord Aragorn'u çadırıma bekliyorum." diyor.Saygıyla oradan ayrılıyorum ve arkadaşlarımın şaşkın bakışları arasında Lord Aragorn'un çadırına doğru hızlı adımlarla gidiyorum.Heyecanıma kapılarak saygı çerçevemi aşıyorum ve çadırı aralıyorum.
"Lordum..." dediğim anda Lord Aragorn hızlıca yatağından kalkarak bıçağını çekiyor.Her tarafı ter içinde.Bana dönüyor.Artık söylemeliyim.
"Lordum, Kral Theoden sizi bekliyor."
Söyledikten sonra hızlı adımlarla çadırdan çıkıyor ve Kral Theoden'in çadırını gidiyor.Bende artık dinlenmeliyim.Çadırımın yanına gelip oturuyorum.Terlemişim..Son 10 dakikadır, goblinlerden hızlı hareket etmiş olmalıydım.Neredeyse hiç oturmamıştım.Esen rüzgar terimi soğutuyor üşüyorum..Ateşe biraz daha yaklaşıyorum bu yüzden.Biraz dinlendikten sonra son bir tur atmaya karar veriyorum.Nöbetimin bitmek üzere olduğunu düşünüp telaşlanmıyorum.Yerime biri zaten geçmeliydi ! Ama biraz sonra gördüğüm olay beni çok şaşırtıyor ! Lord Aragorn savaş arefesinde ayrılıyor ! Evet evet..Gözlerimi ovuyorum ama değişmiyor.Erzak temin ediyor biraz sonra gidecek..Üstelik tek başına da değil.Elf ve cüceyi de yanına almış..Kazanamayacağımızı biliyor olmalı.Komutan Gamling arkasından sesleniyor.
"Lord Aragorn !" ses gelmeyince bize dönüp "Hiç umut olmadığı için gidiyor" diyor.Bende katılır anlamda başımı sallıyorum.Heyhat ! Biraz sonra ne kadar utanacağımı bilmiyorum. Lord Aragorn'un gidişini üzgün ve umutsuz bir biçimde izlerken arkamızdan bir ses bize umut veriyor.
"Mecbur olduğu için gidiyor." o Kral Theoden..Gamling üsteliyor..
"Bu kadar kişiyle mordor ordularını mağlup etmemiz imkansız.."
"Evet, belki mağlup edemeyiz.Ama mutlaka karşılarına çıkacağız !" tüylerim ürperiyor.İçimde savaşma isteği doğuyor.İnanılmaz bir duygu bu ! O zaman herkesin benle aynı duyguları yaşadığını anlıyorum..Kral yapacağını yapıyor bize umut veriyor.
"Artık herkes dinlensin.Yarın Minas Thrit'e yola çıkıyoruz ! Son sözüm budur."
Herkes bir anda dağılıyor..Bende çadırıma doğru gidiyorum.Rüzgar şiddetini arttırıyor.Canım, yoldaşım atım, Fregoyu dışarda bırakmaya gönlüm el vermiyor çadırımın içine alıyorum..Ve uyku beni alana kadar ne zaman ölebileciğimi hesaplamaya ve türlü manevralar üretmeye çalışıyorum.
Maglor Alcarin
KAYNAK:http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=2101&mode=thread&order=0